Hidrojen Haber- Geleceğin yakıtı olarak görülen temiz hidrojene yönelik artan şüphelere ve yüksek profilli proje iptallerine rağmen, küresel çapta 500’den fazla projeye yapılan yatırımın 110 milyar doları aştığı bildirildi. Hidrojen Konseyi tarafından hazırlanan yeni bir rapor, sektördeki karamsarlığın aksine, yatırımların 2020’den bu yana her yıl yüzde 50’den fazla büyüdüğünü ortaya koydu.
Hidrojen Konseyi CEO’su Ivana Jemelkova, sektördeki durumun coşkulu bir heves ile karamsarlık arasında gidip geldiğini belirterek, “Bana hidrojenin bittiğini söylerseniz, size bitmediğine dair 500’den fazla örnek gösterebilirim” dedi. Son bir yıl içinde 35 milyar dolarlık yeni projenin nihai yatırım kararına ulaştığı kaydedildi.
DOĞAL AYIKLANMA SÜRECİ
Yandığında sadece su buharı üreten bir petrol ve gaz alternatifi olan hidrojenin potansiyeli, özellikle 2022’de Avrupa Birliği’nin 2050 yılına kadar bloğun enerji ihtiyacının onda birini karşılayacağını öngörmesiyle zirve yapmıştı. Ancak yakıtın üretimi, depolanması ve taşınması teknik zorluklar barındırıyor ve maliyetli olmaya devam ediyor. BP, Shell, ArcelorMittal ve Iberdrola gibi gruplar tarafından son 18 ayda en az 50 projenin terk edilmesine rağmen Jemelkova, bunun daha geniş bir yavaşlamayı yansıtmadığını ve süreci “doğal bir ayıklanma” olarak gördüğünü belirtti. Jemelkova, “Sektör bu süreçle büyüyor, bu normal. Güneş enerjisinde de aynı durum yaşanmıştı” diye ekledi.
ÇİN VE ABD LİDERLİĞİ ELDE TUTUYOR
Şu ana kadar yatırımı yapılan 110 milyar doların yarısından fazlasını Çin ve Amerika Birleşik Devletleri oluşturuyor. Pekin, suyu ayrıştırmak için yenilenebilir elektrik kullanan “yeşil” hidrojene öncelik verirken, Washington karbon emisyonları yakalanıp depolanan ve gazdan elde edilen “mavi” hidrojene odaklanmış durumda. Toplamda, halihazırda bir milyon ton hidrojen kapasitesi faaliyette ve beş milyon tonluk kapasitenin de inşaatı sürüyor.
AVRUPA GERİDE KALIYOR
Hy24 adlı varlık yöneticisi şirketin başkanı Pierre-Etienne Franc, büyümenin ve yatırımların odağının giderek Asya, Orta Doğu ve ABD’ye kaydığını, Avrupa’nın ise geride kaldığını belirtti. Franc, “Avrupa kendine çeki düzen vermezse bu yarışın dışında kalacak” diyerek AB’nin düzenleyici yaklaşımına yönelik eleştirileri yineledi. Endüstriyel gaz grubu Linde’nin CEO’su ve Hidrojen Konseyi Eş Başkanı Sanjiv Lamba da Avrupa’nın “pragmatizm eksikliği” ve mavi hidrojeni daha düşük maliyetli bir geçiş seçeneği olarak görmeyi reddetmesi nedeniyle geride kaldığını söyledi.